Köyümüz geldi aklıma; tavanı kerestelerle kapatılmış, toprak sıva ile sıvanmış evimiz geldi aklıma annem. Horozların ötüşüyle uyandığım; peşinden ayrılmayan inatçı, uzun sakal keçimizin sütüyle doyurduğun, gün ağarırken yaptığın tandırın geldi aklıma…
Hayal meyal hatırlıyorum, sahi; Ayşe teyzede söylüyordu. Babama yardım etmek için tarlaya gidişini düşündükçe hep bana bakıp söylediğin söz var ya annem; “Yüreğimi dağlıyorsun. ”Elinde çapa, sırtında kendimi düşündükçe, yüreğimi dağlıyorsun. Sen bunu ciğerin olduğum için söylüyordun, bense sana yaptığım haksızlıkları düşündükçe içimin yangınından söylüyorum Annem.
Bakkal Mahmut Efendiye sattığın süt, peynir, yağ geliyor aklıma. Yüzüme bakıp, sen okuyup büyük adam olacaksın. Bunlar senin kitap, defter paran dediğin gün geliyor hatırıma, annem. Hele köyümüze geçit vermeyen o buz gibi kış gecelerinde beni sinende ısıtışın, sarıp sarmalayışın…
Yüreğim yangın yeri yüreğimi dağlıyorsun annem…
Şehirdeki yatılı okulu kazandığımda sevinçten ağlayıp, avuçlarını açıp büyük adam olsun yavrum diyip niyazını hatırladıkça… Ciğerim, evet taaaaa orası yangın yeri oluyor annem.
Şehirdeydim artık, doktor olacaktım. Anam hasta olunca doktoru ben olacaktım. Hem emeklerini nasıl karşılıksız bırakabilirdim ki?…
Yatılıdaki ikinci senem. Artık her şeyi daha iyi anlıyorum, büyüdüm biliyor musun annem? Hem şivem senin şivene de benzemiyor, şehirde ne horoz nede keçi var, ekmekleri de anneler yapmıyor. Anne biliyor musun? Mehmetlere gittim; evlerinin tavanları ağaçtan değil. Darılma ama annesinin kıyafeti de senin kıyafetine benzemiyor. Hem Karakaçanları da yok. Mehmetlerin arabaları var biliyor musun annem?
Veliler toplantısına öğretmenimiz ailenizden biri gelecek demişti, babam hastaydı sen gelmiştin hatırlıyor musun annem? Ayağında naylon ayakkabı, rengarenk şalvarınla, ellerin nasır tutmuş… O gün geliyor aklıma annem. Mehmet’in annesinede hiç benzemiyordun. Arkadaşlarım alay etmesin diye seni okuldan hızlıca çıkardığım o gün geliyor aklıma…
Doktor oldum bak. Annem! Neden konuşmuyorsun, oğlum doktor olmuş diyip Ayşe teyzeye söylesene…
Çok geç değil mi? Annem! Bende biliyorum çok geç. Mezarındaki o bir tek gülün benim için açtığını biliyorum canım annem…
Kalksan, yavrum desen bana olmaz mı? Sana doyasıya sarılsam, bırak o nasırlı ellerini, ayaklarına kapansam olmaz mı?
Haykırsam bu benim anammmm desem olmaz mı? Sana çiçekler aldım şimdi başucuna bırakıyorum.
Ama bil ki hiçbiri senin gibi cennet kokmuyor annem.
Ne olur affet affet affet beni ANNEM…
Efendimiz’in( s.a.v ):”Cennet annelerin ayaklarının altındadır”, sözünü şiar edinmiş, annesini babasını başına taç etmiş, tüm evlatlara gönülden, yürekten selam olsun …
Yücel Polat
Yorumlar kapalı.