İki elmanın yarısı olmak! Birbirlerine çok benzeyen kimseler için kullanılan bir sözdür. Ama bir eş ararken elmanın diğer yarısını aramak uyumlu bir ilişki yaratır mı? “Biz iki elmanın yarısıyız. O kadar uyumluyuz ki.” Uyum iki yarımın tam olması mıdır? Yarım olup, yarım yaşayıp diğer yarısını bulmaya çabalamak! Yarım olup diğer yarımızı aramak! İkiye bölünmüş, kim bilir dünyanın hangi ucuna atılmış diğer yarıyı beklemek!!! Sevdiğimizi, ruh eşimizi aradığımızı sanarak diğer yarımızı aramak aslında kendini aramak değil midir?
Kendimizi bir yarım olarak tanımladığımızda ve diğer yarımızı bulduğumuzda olurda hayat elimizden alırsa yine yarım, yine eksik, yine arayışta kalmaz mıyız? Ama bir tam olursak diğer tam bizi daha güçlü kılar ve yokluğunda da tamlığımız devam eder. Biz kendimizi zaten biliyoruz, eksiğimizi, fazlamızı, güçlü yanlarımızı, çekilmez olan huylarımızı, kendimizin aynısını bulmaya çalışmak kendini sevmek olabilir mi? Uyumlu bir ilişki değil de kendimizi mi arıyoruz acaba? Yoksa kendimizi, eksiklerimizi tamamlamak yerine kurtarıcımı arıyoruz?
Yarımlardan oluşan ikili ilişki birbirine yük olamaz mı? Sürekli diğer yarımız tamamlamak yorucu olmaz mı? Her iki taraf kendinin tamamlanmasını bekleyecek ve bitmeyen talepler, beklentiler kısır döngüsüne girilecek. Belli bir zaman sonra sıkıcı veya hayal kırıklıkları ile dolacak belki.
Ruh eşi bakış açımız, diğer yarımız olmamalı. Her birimiz yarım değil birer tam elma olmalıyız. Diğer yarımızı değil diğer tam elmayı, kendini büyütmüş olgunlaşmış tam elmayı aramalıyız. Daha az sorunlu bir ilişki için bizim eksikliklerimizi tamamlayacak birini değil, bize eşlik edecek, bize ayrı bir dünyanın kapısını açacak, belki de hiç bilmediğimiz duyguları yaşatacak diğer bir bütünü aramalıyız. Bir bir iki olmalıyız. İki yarımdan bir değil. İki olmak bir olmaktan daha iyi daha güçlü değil midir?
Sükeyna
Yorumlar kapalı.