Anadolu’nun istilası için tüm hazırlıklar ve planlar. ABD derin devlette çalışan Henry Kissinger kıyamet savaşı olacak ve Ortadoğu’da tüm dengeler değişecek, yedi ülke işgal edilecek ve bu yedi ülkeden birisi kesinlikle ve kesinlikle Türkiye olacak demişti. Birazdan anlatacaklarımı abartılı görenlerin
Arz-ı Mevut coğrafyasına iyice bakmalarını istiyorum. Yani Yahudilerin kendilerine vaat edilmiş topraklar dediği alanlara. Türkiye hariç karışıklık olmayan, parçalanmaya uygun olmayan tek ülke var mı?
Ayrıca düşman esas amacını söylemez. Tarih okuyanlar bilir. Halkları neleriyle uyutup, kandırıp, sonra ülkesine hizmet eden liderlere karşı kışkırtıp lider indirildikten sonra ülkelerin başına neler geldiğini
Türkiye bu parçalanmayı güzellikle kabul etmezse hedefleri işgal etmek. Güzellikle parçalamayı kabul etmezse ekonomik kaos ve iç çatışma sonunda işgal senaryosu devreye sokulacak.
İktidarımız 2016 dan sonra tamamen güvenlik konseptine yöneldiği için bu planı bozdu. AK Parti içindeki ABD demokratları tasfiye edilip yerine görünür görünmez güvenlikçi ekipler getirildi. Dış ve iç politika hızla güvenlik konseptine göre dizayn edildi.
HDP, PKK, FETÖ, ajanları ezildi. Deniz ve sınırlar hızla savaşa hazır hale getirildi. İşte tüm bunlardan rahatsız oldular ve planlarını ertelemek zorunda kaldılar. Şimdi anlatacaklarım çok önemli. Lütfen dikkatli okuyun.
Gelecek seçim Türkiye’nin parçalanmasını sorun çıkarmadan gerçekleştirecek birine seçimi kazandırtmayı deneyecekler. Erdoğan’dan sonra Erdoğan karşıtı birinin cumhurbaşkanı seçilmesinden sonra Batı’dan 3 trilyon dolara yakın para akıtılacak. Bu para ile ülkenin ekonomisini rahatlatıp halkın güzellikle bölünme ve parçalanmaya ses çıkarmaması sağlanacak. Yani uyutulacaklar EYT ve benzeri birçok şeyi halletmesi sağlanacak. Para, rahatlık ve lüksten halkın adeta sarhoş olup, bu planları görmemesi sağlanacak. Bu aktarılan 3 trilyon dolar ile de sadece Türkiye’de değil tüm bölgede kirli planlar için kullanılacak. Para onlar için önemli değil planlarına ulaşmak için yeterli paraları var.
Seçilen kişiden devleti parçalayacak yeni bir anayasa oluşturulması istenecek. Ya bunlar biraz abartı değil mi? diye düşünenler olabilir. Hatırlayın. Daha önce gizli bir ekiple anayasa çalışması yaptıkları aşikar çıkmıştı ve HDP’nin hatırlayın daha önce kongreler düzenleyip tırnak içinde bölgesel Kürt yönetimi adı altında özerklik oluşturma için çalışmalar yaptı. Hepsi yakın tarihimizde mevcut.
Hendek operasyonlarında güvenlik güçleri karşısında ağır kayıplar yaşayan PKK siyasi uzantılarına bir talimat daha gönderdi. Topyekun Direniş ve özerklik ilanı talimatı üzerine 25-26 Aralık 2015 de Diyarbakır’da Demokratik Toplum Kongresi toplandı.
Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, BDP ve HDP yöneticilerinin tam kadro katıldığı toplantıda alınan kararla Türkiye Cumhuriyeti’ni tanımayan 14 maddelik özerklik ilanı yapıldı.
Bu karar açıkça savaş ilanıydı. Ülke genelinde özerk bölgeler oluşturulacak diye başlayan 14 maddelik açıklamada özerk bölgeler seçilmiş meclisler ve meclis içinden seçilmiş özyönetim organları tarafından yönetilecek merkezi yönetimin bu özerk bölgeler üzerindeki her türlü vesayetine son verilecek her kademede eğitim, öz yönetimlere bırakılacak ve bütün ana diller, eğitim ve öğretim dili olacak. Bütün düzeylerdeki sağlık ve tedavi hizmetleri özerk yönetimlerce sağlanacak ve yargı sistemiyle adalet hizmetleri, özerk bölge modeline göre yeniden düzenlenecek gibi devlet otoritesini yok sayan
kararlar yer aldı. Bu soykırıma karşı direniyorlar. Bu deklarasyonda ifade edilen çerçevenin Türkiye’de hakim bir yönetim biçimi haline gelmesi için elinden geleni yapacaktır. Dahası başka bir bölgemizde başka bir şehrimizde de benzer çalışmaların nasıl yürütüldüğünü birazdan sizlere anlatacağım. Tüm bunların olması için ise denizlerde hızla silahlanıp terör ve çeşitli kılıklardaki ajanları ezen güvenlik konseptinin devletin tümünden tasfiye edilmesi gerekir. Seçilen kişi hızla güvenlik konseptini tasfiye edecek anlaşma yapıldı. Unutmayın bu görev önceden FETÖ’ye verilmişti.
Ordudan başlayarak tüm güvenlik konseptini çökertiyorlardı. Daha sonra ise siyasi partileri dizayn etmeye çalıştılar. Hatırlayacaksınız. Baykal’sız ve Atatürk’süz CHP.
Muhsin Başkansız Büyük Birlik Partisi. Bahçeli’siz MHP, Erbakan’sız milli görüş ve Erdoğan’sız bir AK Parti içinde operasyon yapmışlardı. Erdoğan’sız AK Parti ve Bahçeli’siz MHP oyununda başarılı olamadılar.
Ve Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici Bey de oyunu görüp devletten tarafa saf tuttu. Daha sonrasını zaten biliyorsunuz. Gelecek seçim, güvenlik konseptinin yerine. Hızla HDP’yle barışık ve ortak anayasa yapmaya hazır bir konsept getirilmek istenecek. Anayasanın taslağa hazır bile her şey demokrasi, barış ve özgürlük adına olacak. Tabii ki biz biliyoruz ki bunlar sadece sözde. Devletin güvenlik konsepti ise kuklaları kitlemeye devam etti. Güvenlik konsepti, iç siyaseti büyük parçalanma için dizayn etmeye kalkan Osman Kavala’yı tutuklayıp, onun gibi diğerlerine mesaj verdi.
Tehlikeli bir 10 yıla girdik. 1919 yılında dönemin ABD Başkanı Wilson tarafından şu anki Türkiye topraklarını dörde bölen bir harita çizdirilir. Bu harita 2016 da çıkarılıp New York Times gazetesi tarafından tekrar paylaşılır. Unutmayın Wilson, mason bir başkandı.
Haritanın paylaşıldığı 2016 yılı 15 Temmuz darbesinin yılı asla tesadüf değil. Haritaya göre Marmara, İstanbul ve İzmir’i de içine alan bölge uluslararası Konstantinopolitan devleti, Doğu Anadolu’da Ermenistan, Güneydoğu Anadolu’da Kürdistan, orta bölge de Türkiye diye bölünmüş. Bakın daha geçen aylarda CHP’li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İzmir’in kendi parasının ve kendi bayrağının olması gerektiğini söyledi. Wilson haritasında İzmir ayrı bir devlete bağlı olarak görünüyor. Soyer’in bu konuşması tesadüf mü?
Bir şeyleri dillendirip alıştırıyorlar mı yoksa?
Gelecek hafta bu konuya devam edeceğim şimdilik bu yazdıklarımı düşünmenizi ve merak edenlerin de araştırmasını istiyorum. Yorumlarda sorularınızı sorabilirsiniz.
İyi günler dilerim.
Yorumlar kapalı.