1. Haberler
  2. Yazarlarımız
  3. Yarınlar Geç Olmadan

Yarınlar Geç Olmadan

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Şimdi size “Siz bir milyonersiniz.” desem, “Benimle neden eğleniyorsun.” diyeceksiniz. Ama sıkı durun! Siz bir milyonersiniz!… Ve bunu müşahhas örneklerle ifadede edeceğim. Öyleyse başlayalım.

Sizin göremediğiniz hazinelerinizin yerini söyleyeceğim.

Hadi toplayalım, bakalım siz gerçekten milyoner misiniz?

Bir ayağını 5 milyona değişecek biri var mı?

Ya bir bacağınızı 10 milyona verir misiniz?

Peki, iki bacağınızı 50 milyona değişir misiniz?

Uzatmadan toplu toplu gidelim. Ya iki kolunuzu 70 milyona değişir misiniz?

Hadi 2 gözünüzü 5 katrilyona satar mısınız?

Evet! Meğer ne de zenginmişiz. Meğer dünyanın tüm nimetleri, tüm servetleri sadece birkaç uzvumuzun yanında bile mukayese edilemezmiş. İnsan bazen elindeki servetin farkında olmayıp, serveti farklı yerde arar durur. Oysaki; ne nimetlerle donatılmıştır. Ve bunlar sadece bedenimizin kıymeti Harbiye’sidir. Ya manevi ve mücerret varlıklarımız! Ailemizin maddi kıyasını yapabilecek bir babayiğit var mıdır acaba? Aldığımız nefesi hangi maddi değerle kıyas edebiliriz ki! Ya Aşk, merhamet, mutluluk için dökülen gözyaşlarını hangi inci tanesiyle değişirsiniz?… Ya özgürlüğümüzü… Anneleri, babaları, kardeşleri, evlatları hangi terazi tartabilir ki? Ve böyle sayfalar dolusu yazsak bitmez servetiniz.

Duyuyorum sizi, “Gerçekten çok zenginmişiz” dediğinizi. Hiçbir şeyle değişilmeyecek bu servetimizin peki neden farkında değiliz, Neden mutluluğu maddiyat girdabında arıyoruz? Bir evi satın alabiliriz de ya aileyi satın alabilmek mümkün mü? Çok pahalı bir saati satın alabilmek mümkün ya zamanı satın alabilir miyiz? Bir gözlüğü satın alabiliriz, ya bir gözü satın alabilir miyiz? Bir bilgisayarı satın alabilmek mümkün, ya kainatın en büyük bilgisayarı olan beyni ve aklı satın alabilir miyiz? Ne kadar da şükredeceğimiz ve kıyası mümkün olmayan Servet-i bahşetmiş YARADAN değil mi? Ve zaman su gibi akıp gitmekte… Dün geçti artık, yarın belki mümkün olmayabilir. Üstat Necip Fazıl ne diyor: “ Bugün bitti acep yarın var mı, gençliğime güvenemem ölen hep ihtiyar mı?” Bugünümüzden başlayalım öyleyse, elimizdeki servetimizin kıymetini bilelim. Anlamsız ve manasız mutsuzluğa, umutsuzluğa kapılmanın faydasız olduğunu haykırarak… Saadetin sadece bir kağıt parçasıyla olmayacağını; Sevmenin, sevilmenin tarifsiz bir Servet olduğunu düşünüp sevdiklerimize sarılalım..

Bizi sıkan ve çirkin görünen şeylere bir de gülümseyerek bakalım.. Maddi ve menfi hırs girdabında dönmektense, Sağlık, sevgi, muhabbet, saygı, hoşgörü diyarlarında, Kıyas edilemez zenginliğimizi düşünüp tebessümle ve sonsuz şükür ile sevdiklerimize, sahip olduklarımıza sarılalım hem de gönülden doyasıya… YARINLAR GEÇ OLMADAN…

Yazar : Yücel POLAT

Yarınlar Geç Olmadan
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Beylerbeyi Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin