1. Haberler
  2. Dizi ve Film
  3. Rise of Empires: Ottoman İncelemesi

Rise of Empires: Ottoman İncelemesi

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Netflix “Rise of Empires” üst başlığı altında Ocak 2020 de bir docudrama (dizi-belgesel) yayınladı. Merakla beklenen serinin Emre Şahin tarafından yazılıp, yönetilen ilk sezonu, Osmanlı’nın imparatorluğa geçiş safhası olan İstanbul’un fethi ve Fatih Sultan Mehmet’in hayatını işliyor.

Dizi, Osman’ın ağaç metaforlu müjdeli rüyasında Konstantiniyye’yi işaret eden cümlelerle başlıyor:

“That city, placed at the junction of two seas and two continents, seemed like a diamond set between two sapphires and two emeralds, to form the most precious stone in a ring of universal empire. Osman thought that he was in the act of placing that visional ring on his finger, when he awoke.” (-Osman’s Dream of Constantinople, 1280-)

Türkçesi; “…İki denizin ve iki kıtanın kesiştiği yerde bulunan bu şehir, iki safir ve iki zümrüt arasında bir elmas gibiydi. Cihanşümul imparatorluk çemberinin de en değerli taşıydı. Osman, uyandığında o gördüğü yüzüğü parmağına yerleştirdiğini düşündü… ”

Osman Gazi bu rüyayı hocası Şeyh Edebali’ye misafirken görür. Rüyada onun ve Şeyh Edebali’nin göğsünden çıkan yarım ay, gökte birleşerek dolunay olur. Tekrar göğsüne girer ve ardından Osman Gazi’nin kalbinden bir çınar ağacı çıkarak dünyayı kaplar. Bu çınarın altında denizleri, ırmakları, köy ve şehirlerde insanları adalet ve refah içinde görür.

Rüyasını anlattığında, Şeyh Edebali rüyayı “Yüce Allah sana ve nesline padişahlık verdi, kutlu olsun. Ayrıca benim kızım da senin eşin olacak” diye tabir etmiştir. İşte Konstantiniyye’nin fethine de bu rüyada işaret ediliyordu.

Kısa savaş sahnelerinin ardından surları seyreden Sultan Mehmet’in “Konstantiniyye… Ya ben seni fethedeceğim ya sen beni.” sözlerini duyuyoruz. İmparator Constantin surlarda görünüyor. Sultan Mehmet’le bakışırlarken ise babası karşısında beliriyor. Ardından kılıcıyla gelen Constantin tam Sultan Murad’ı öldürürken Mehmet yatağından fırlayarak uyanıyor. Bu açılış sahnesiyle fethin en şiddetli ve sıkıntılı anlarındaki psikoloji Sultan Mehmed’in rüyasıyla aktarılıyor. Çadırından çıktığında ise karşımızda yanan, topa tutulan surlar ve savaşan askerleri görürüz.

Dizi de yer verilen her iki rüya da hakikati yansıtıyor. Sultan Osman idealist bir padişahtı. Osmanoğulları bu idealleri kızıl elma adıyla sembolleştirdiler. 4.bölümün açılış sahnesinde de bu kızıl elma metaforu işleniyor.

Rise of Empires: Ottoman 2. Sezon Duyuruldu - Tekno Safari

Netflix gözünden yapılan bir projenin birkaç hatasından bahsetmek istiyorum

Dizide elçilerin başı kesildiği gösterilmiş. Ki böyle bir şey ne Bizans ve batı ne Türk tarihlerinde yazar. Elçiler öldürülmediği gibi Osmanlı tarihi boyunca da görülmemiştir. Bu İslam savaş hukukuna aykırıdır.

Dizide Çandarlı fethe karşı çıkıyor ve Lukas Notaras’la görüşüyor. İki tarafın hainleri bu isimlerle kurgulanmış. Bunu öğrenen sultanı, Mara Hatun sakinleştiriyor. Halbuki Mara 1451’de Sırbistan’a gönderilmişti. Ne Çandarlı Lukas’la görüşen bir haindir ne de Mara padişah üzerinde bu kadar etkilidir. Bu kurguda hiçbir tarihi bilgi olmadığı gibi kronolojiye de aykırı.

Rise of Empires: Ottoman Başarılı Mıydı? - Beyaz Gezegen

Mühendis padişahın topları nerede?

1452-53 kışı Edirne’de yoğun bir hazırlık zamanıdır. Dünya tarihinde inkılap yapacak silah projeleri hayata geçirilir. Burayla alakalı karşımıza topçu Urban çıkarılıyor. Urban padişaha proje sunuyor gibi gösteriliyor. Halbuki tam tersidir. Sultanın bizzat kendi tasarladığı toplar vardır. Mimar Muslihiddin ve Saruca Paşa gibi mühendislerle ortak projeler çizmişlerdir.

Yalnızca en büyük topu Urban yapacaktır. Diğer bütün toplarıysa Osmanlı mühendisleri dökmüştür. Urban’ın döktüğü top infilak ederken Osmanlı topçuları surlardan gedik açacaktır. Muslihiddin ve Sarıca Paşalar gibi mühendis karakterlerin gösterilmemesi büyük eksiklik.

Yine dünya harp tarihinde ilk defa kullanılan havan topları, Sultan Mehmed’in kendi tasarımıdır. Sultanın tasarladığını bildiğimiz tekerlekli büyük kuleleri dizide görüyoruz. Ancak bunlar hiç kullanılmayıp birer dekordan ibaret. Bütün bunlardan ve savaş esnasındaki pek çok hayret verici stratejilerden padişahın büyük bir mühendislik kafasına sahip olduğu anlaşılıyor. Ancak dizi ilk bölümlerde bunu yeterince gösteremiyor. Karşımızda sadece hırslı bir şahıs var.

Şehzade’nin hocası nerede?

İşin tuhafı dizi boyunca Sultan Mehmed’in hocalarına, o devrin ilim adamlarına senaryoda hiç yer verilmemiş olması. Şehzadelik eğitimini veren özel hocası Molla Gürani yok. Akşemseddin hazretleri gibi meşhur bir karakter yine yok edilmiş. Savaşın en sallantıda olduğu günlerde padişahı teşvik eden hocası Akşemseddin’dir.

Fatih hakkında pek çok olumsuz görüşleri olan Franz Babinger bile, “Şeyhler ve dervişler ordugâhı gezip, askerleri kâfirlerin başkentinin surlarına İslam sancakları dikmeye teşvik ediyor, Peygamber’in ve onun yakın dostu, Araplar’ın 672’deki Konstantiniyye kuşatması sırasında şehir kapıları önünde ölmüş olan Ebu Eyyub’un adını ağızlarından düşürmüyordu” diyerek savaşta alimlerin etkisini ifade etmiştir. Dizi’de ordunun bu hali, psikolojisi hiç gösterilmiyor.

Mara Hatun gerçekte bu kadar etkili miydi?

Netflix kitlesinin dikkatini çekmek için Mara Hatun seçilerek kurgulanmış.  İlk bölümde Sultan Murad’ın ölümüyle Mehmed’in tahta geçişini görüyoruz. Hasta yatağındaki Sultan Murad’ın yanında sadece Mara Brankovic var. Kalkıp devlet adamlarına karşı kapıyı kapatıyor. Şehzade Mehmed kırbaçlandıktan sonra intikam yemin ederken Mara Hatun teselli ediyor. Şehzade Edirne’ye geldiğinde yine Mara tahtı göstererek “artık senin” diyor.

brave and beautiful turkish series netflix - Cheap Online Shopping -

Her bölümde onu görüyoruz. Kehanetler ona anlattırılıyor. Fethin duraksadığı, sallantıda kaldığı dönemde de Akşemseddin’in yerine yine o konulmuş. Sırbistan’dan getirilerek Sultanı teşvik eden kişi olarak Mara gösteriliyor.

Mara Hatun sarayda Sultan Murad’ın son anlarında yanında duracak en son kişidir. Zaten o esnada Edirne sarayında olduğu da meçhul. Sultan Murad siyasi sebeplerle Mara’yla evlenmişti. Geldiğinde düğün bile yapılmasını istemeyerek onu Bursa’ya göndermiştir. Vefatında da yanında başka hanımları ve kızları bulunuyordu.

Paralı asker Justinyani mi Konstantin mi?

Paralı asker Justinyani ve adamları fetihte çok başarılı bir savunma gösterdiler. Bunda tarihçiler ittifak halinde. Hatta eğer savaştan kaçmayıp imparator gibi dövüşerek ölseydi tarihte daha iyi anılacaktı.

Dizide Justinyani gereksizce İmparator Konstantin’in önüne geçirilmiş. Halbuki imparator kahramanca savaşarak ölmüş, Justinyani de korkarak, yaralı şekilde kaçmıştır.

Kehanetler nasıl yansıtıldı?

Beşinci bölümde fethe dair kehanetlere geniş yer veriliyor. Açıkçası efsaneler fetihle alakalı çok iyi kullanılabilecek bilgilerin üstünü örtüyor. Bu kısımda anlatılanlar tamamen birbirine karıştırılmış. Rumların efsaneleriyle Türklerinki bambaşkadır.

Hikaye kurgulanırken daha başka teknik şeyler de ihmal edilmiş. Mesela birden Ayasofya’nın üzerinde Meryem Ana’yı temsil eden bir ışık beliriyor ve şehri terkediyor. Bunu hem halk hem de Osmanlı ordusu padişahla birlikte seyrediyor. Arada dev surların ve İstanbul’un olduğu mevkiden Osmanlı askerlerinin bunu görülebilmesi mümkün değil.  Bu kehanetler danışmanların verdiği realist bilgileri ucuzlaştırmış.

Dizide iki tarafında kendine has böyle harikulade rivayetleri gösterilse neyse. Ama sadece Bizans kehanetleri gösterilip Osmanlıları da buna dahil etmek hiç olmayacak bir yorum.

“Allah onları koruyordu artık bizim yanımızda” mesajı veren bir sahne ve Osmanlılar da buna seviniyor. Halbuki Akşemseddin hazretleri başta olmak üzere pek çok alim ve veli o ordunun içindeydi. Keşif ve kerametleriyle askere moral vermişlerdi. Bunları göremiyoruz.

Dizinin Tarihçileri

Sultan 2.Murad ve 2.Mehmed döneminde yaşayan müverrihlerden biri, İstanbul’un fethinde Rum tarafında bulunan Dukas’tır. 1400-1470 yılları arasında yaşayan Dukas, fetih esnasında İmparator Konstantin’in emrinde vazifeliydi. Kitabında Osmanlılara normal olarak düşmanca bir tavırla yazdığı bilgiler yer almaktadır. Rise of Empires Ottoman’nın kurgusuna baktığımızda da işte bu Dukas kroniğinin temel alındığını görüyoruz.

Türk danışmanlardan Celal Şengör’ün olması şaşırtıcıydı. Sahasının jeoloji olması sebebiyle çok eleştirildi. Ancak Fatih’e olan hayranlığıyla hep olumlu yorumlar yapmıştı.  Yine Türk akademisyen Emrah Safa Gürkan’ı da eleştirenler oldu.

İnşallah böyle menfi imaj ve yorumları barındıran projelerin, bizim kaynaklarımızdaki bilgileri de barındıran daha doğru projeler yapılmasına vesile olur. Aksi halde bu dizi/belgesel gibi güzel ama içinde farklı düşünceleri barındıran projeleri görmek zorunda kalacağız.

Türk danışmanlardan Celal Şengör kimdir? Türk akademisyen, jeolog. Günümüzde İstanbul Teknik Üniversitesi Avrasya Yer Bilimleri Enstitüsünde görev yapmaktadır. Kendisi Tarihçi değil Jeolog’dur.

Kendisinin İstanbul’un Fethi’ni nasıl gördüğünü bir video ile sizinle paylaşıyorum. Tarihi jeolog dan öğrenmeyin yada çok okuyan birisinden siz araştırın ve siz yorumlayın.

Diziyi izlerken beğeneceğiniz çok iyi sahneleri var ama bu yazıyı okuduktan sonra en azından gerçeklerin bu şekilde olmadığını bileceğinizi düşünüyorum. Dizi belgesel olarak nitelendirilse de belirli konular özellikle farklı yansıtılmıştır. Parayı veren düdüğü çalmış.

Rise of Empires: Ottoman İncelemesi
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

Yorumlar kapalı.

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Beylerbeyi Medya ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Bizi Takip Edin